Bağışıklık sistemi (İmmün sistem) diğer birçok hastalıkta olduğu gibi, kanser tedavisinde de önemli bir yer tutmaktadır. Devamlı alarmda olan bu güç,son derece karmaşıktır. İmmün sistem,bizi saran çevreden bir yolunu bulup bedenimize giren ya da içimizde bize yabancılaşan tüm zararlılara karşı bir direniş kompleksidir. Bu sistem; Antibadiler/ Granülosit ve Akyuvarlar/ Kompleman dediğimiz savunma elemanlarından oluşur.
Bir protein türü olan antibadi, immün sistemin bir mucizesidir.Bedenimize giren her mikrobun dış zarında moleküler bir “kimlik damgası” vardır. Bu damga,insanlardaki parmak izi gibi,sadece o mikroba aittir ve antibadilerin hedef belirlemelerini kolaylaştırır.Kanımızda dolaşan bu yabancıyı,yerli elemanlardan kolayca ayırt eden antibadiler,mikrobun üzerine çullanarak onu yok ederler.
Granülositler, vücudun her tarafında dolaşan “keşif kolları” dır.Bir mikropla karşılaştıklarında milyonlarcası bir araya gelir ve bir savaş başlatırlar.Granülositlerin “vurucu gücü”, yetersiz kaldığında makrofajlar yardıma gelirler ve savaş , -kanserde olduğu gibi-“son düşman yok oluncaya” ya da “son akyuvar şehit düşünceye” kadar devam eder.
Komplemanlar, üçüncü savunma gücünü oluştururlar. Bunlar,karaciğerin ürettiği bir protein grubudur.Antibadilerin yol göstermesiyle,zararlının her taraftan sarılarak yok edilmesinde büyük rol oynarlar.
Bağışıklık sisteminin bir de “harekat merkezi” vardır .Lenf düğümleri… Burada üretilen lenfositler,tüm vücutta dolaşırlar ve evvelce karşılaşmadıkları bir “yabancı” bunlardan birine sürtündüğünde, bu yabancının damgasını koplayarak en yakın lenf düğümünü uyarırlar.
Bu, rastlantı sonucu bir düşman ajanının resmini çekmek gibi bir şeydir. İmmün sistem, deşifre olan düşmana, tüm güçleriyle eyleme geçer.
Görülüyor ki immün sistem; bütün elemanlarıyla koordineli çalışan , karmaşık fakat mükemmel bir savunma mekanizmasıdır.O bakımdan bu sistemi güçlü tutmak zorundayız.
(Kaynak: Op.Dr.İlhami GÜNERAL - KANSERDEN KORKMA MODASI GEÇMİŞ TEDAVİDEN KORK., Arma Yayınları)